Yardım Nasıl Yapılmalı?
Yardım yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlar;
Eğer yardımdan, yardımlaşmadan söz ediliyorsa, mutlaka orada bir yardım edenle bir de yardım edilen yahut alanla veren vardır. Kısaca yardım, iki veya daha çok kişi arasında olur. Yardımın istenilen şekilde olabilmesi, yerini bulması için bazı hususlara dikkat edilmesi gerekir. Hak sahibi aranmadan, dikkatsizce yapılan yardımların çoğu zaman arzu edilen sonucu vermediği unutulmamalıdır.
Bunun için yardım yapılırken aşağıdaki hususlara dikkat etmekte yarar vardır.
Yardımı ne için yapmalıyız;
1. Yardım Allah rızası için yapılır. Allah (c.c) rızası gözetilmeden yapılan iyilikte riya ve gösteriş yahut çıkar düşüncesi vardır. Cenab-ı Hak, yardımlarında kendi rızasını gözetenleri şöyle övüyor: “Malınızdan hayır adına her ne harcarsanız kendi menfaatiniz içindir. Zira siz, ancak Allah rızasını gözeterek verirsiniz. Böylece hayra dair her ne verirseniz onun sevabı tam olarak size ödenir. Hakkınız yenmez ve size zulüm edilmez” (Bakara, 2/272).
2. Yardım yapılacağı zaman gerçekten yoksul olan kimseler aranmalıdır. Allah Tealâ şöyle buyuruyor: Sadakalarınızı o fakirlere verin ki, onlar, Allah yolunda çalışmaya koyulmuşlardır; öteye beriye koşup kazanamazlar. Dilenmekten çekindikleri için, tanımayanlar, onları zengin zannederler. Ey Râsûlüm! Sen onları yüzlerinden tanırsın. Onlar iffetlerinden ötürü insanları rahatsız edip bir şey istemezler. Siz malınızdan bunlara ne harcarsanız, muhakkak Allah onu hakkıyla bilicidir” (Bakara, 2/273) Fazilet ve hayâ sahibi insanlar, yoksulluklarını açığa vurmaz, başkalarından kolay kolay bir şey istemezler. Yardım yapacak zenginlerin, çevrelerinde böylelerini arayıp bulmaları ve haysiyetlerini zedelemeden onlara yardım etmeleri gerekir. Hiç ihtiyaçları olmadığı halde istemeyi ve dilenmeyi alışkanlık hâline getirenler çoktur. Peygamberimizin (s.a.v) kötülediği bu kişilerden uzak durmalı ve onlar yoksul olarak değerlendirilmemelidir.
Değersiz şeyler verilmemelidir;
3. Adî ve yaramaz şeyler yardım diye başkalarına verilmemelidir. Düşük ve bayağı şeyleri vermek mürüvvet ve cömertliğe sığmaz. Cenab-ı Hakk’ın şu buyruğu unutulmamalıdır: “Ey iman edenler! Kazandıklarınız ve sizin için yerden çıkardığımız ürünlerden en helâl ve iyisinden Allah yolunda harcayın. Kendinizin, ancak, göz yumarak alabileceği düşük ve bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın. Biliniz ki, Allah verdiğiniz sadakalardan müstağnidir, her hâlde hamde lâyıktır” (Bakara, 2/267) Bir sadaka, bir hediye verirken dikkat etmemiz gereken husus kime verdiğimiz değil kim için verdiğimizdir.
Rencide edecek davranışlardan uzak durulmalıdır;
4. Yapılan yardım hiç bir şekilde başa kakılmamalıdır. Başa kakılarak yapılan yardımın sevabı yok olur. Başkalarına iyilik yapalım diye nefsimize kötülük yapmaktan korunmamız lazım. Hiç şüphe yok ki, Ahirette başa kakmanın vereceği üzüntü, dünyadaki yardımın sevincinden çok fazla olur. Allah Teâlâ, başa kakılarak yapılan yardımı mü’min olmayan kimselerin işleri olarak nitelemiştir:”Ey iman edenler! Sadakalarınızı; insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah’a ve âhiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu gösterişinin hâli, üzerinde az bir toprak bulunan bir kayanın hâline benzer ki, ona şiddetli bir yağmur isabet edince, üzerindeki toprağı temizleyip kendisini katı bir taş hâlinde bırakır. Onlar, yaptıkları şeylerden hiç bir sevap kazanamazlar. Allah, kâfirler topluluğuna hidayet etmez” (Bakara, 2/264).
Güleryüz gösterilmesi;
5. Peygamber Efendimiz: “Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret de olsa hiçbir iyiliği hor görme” (Riyazü’s-Sâlihîn, I, 159) buyurmuştur. Öyle ise hiçbir yardım küçük görülmemelidir. Bir ümitle gelen ve yardım isteyen kimselere iyi davranmak gerekir. Güler yüz ve tatlı söz, yardım yapılmasa bile, isteyeni memnun eder. Bunun içindir ki, ihtiyaç sahiplerini tebessümle karşıla, verirsen teşekkür eder, vermezsen mazur görür.
Gerçek yoksullar ranmalıdır;
6. Yoksulun hâlinden anlamalı ve ona iyi davranmalıdır. Yardım yapacak kimseler uyanık olmalıdır. Nice yoksullar vardır ki, utandıkları için açıktan bir şey isteyemez, durumlarını üstü kapalı anlatmayı tercih ederler. Aslında ihtiyaç sahibinin hâli kendisini gösterir. Yardımseverler bu duruma dikkat etmeli ve onları küçük düşürmeden yardım elini uzatmalıdırlar. Sadakalar öncelikle, ihtiyaç içinde olduğu halde hayâlarından dolayı istemeyip darlık içinde olanlara verilir. Kur’an şöyle buyurur: “(Sadakalar) şu fakirlere mahsustur ki, Allah yolunda kapanıp kalmışlardır. Yeryüzünde gezip dolaşamazlar. Bilmeyen, utangaçlıklarından dolayı onları zengin sanır. Onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük edip insanlardan istemezler. Yaptığınız her hayrı Allah bilir” (Bakara, 2/273)
Dilenmek, insanı zelil duruma soktuğu için hoş karşılamayan bir durumdur. İslâm, buna rağmen isteyene vermeyi, kapıya geleni boş çevirmemeyi emrediyor. Peygamber efendimiz de (s a v) şöyle buyurur; “Eğer kapına gelen fakire verecek bir şey bulamaz, ancak yanmış bir keçitırnağı bile bulursan eline ver, boş çevirme” (Sünen-i Ebî Dâvud, Zekât, 33)
Müslüman o kimsedir ki, ihtiyaç içinde olan diğer Müslümanları kendisinden daha çok düşünür, kendisi ihtiyaç içinde bile olsa onları tercih eder: Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz… Çünkü biz suratsız, çok katı bir günden dolayı Rabbimizden korkarız” derler. Allah da onları, o günün şerrinden korumuş, onlara parlaklık ve sevinç vermiştir.” (insan 76/8–11)
Ensarı öven ayetlerin birinde ise;”O müminler kendileri ihtiyaç içinde olsalar dahi, yoksul kardeşlerini öz canlarına tercih ederler” (Haşr, 59/9)
Yüce Mevla kendisi ihtiyaç içinde olduğu halde yardım yapmayı adet edinmiş kimseleri övmektedir, bunun delilide ayetlerdir.
Zamanı geçmiş yardım iyi bir yardım mıdır?
7. İyilik ve yardımda bulunacak kişinin bunu zamanında yapması, fırsatı kaçırmaması gerekir. Zamanı geçirilerek yapılan yardım ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. “Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz” dedirtmemelidir.